Finansal piyasalarda, söylentilerin etkisi küçümsenemez. İlk küçük seslerden, nihayetinde doğrulanmaya kadar bu süreç genellikle uzun bir olgunlaşma ve yayılma aşamasından geçer. İşte bu yavaş ve sürekli ferahlatma süreci, potansiyel bir boğa koşusunun temelini atar. Ancak, şirketler gelişim peşindeyken daha ciddi zorluklarla da karşı karşıya kalmaktadırlar. Ülke stratejik güvenliğini tehdit edebilecek herhangi bir şirket davranışı, düzenleyici kurumların sert yaptırımlarıyla sonuçlanabilir. Bu yaptırımlar, yapısal düzenlemeler şeklinde ortaya çıkabilir ve hatta hükümet tarafından devralınabilir. Bu nedenle, şirketler kar maksimizasyonu peşindeyken sürekli olarak kendi davranışlarının ülke güvenliğinin kırmızı çizgilerini aşıp aşmadığına dikkat etmelidirler ve gelişim ile uyumluluk arasında bir denge aramalıdırlar. Bu denge, sadece şirketin kendi uzun vadeli gelişimiyle ilgili değil, aynı zamanda ulusal çıkarların korunması için de zorunlu bir gerekliliktir.